24 Ocak 2009 Cumartesi

Ölümün Ardındaki Sır

Bundan dokuz sene önceydi...Okullar yarı yıl tatiline girmiş, tatilin ilk günü evde gameboy oynuyordum, her zaman geçtiğim bir bölümde takılmış ve geçemediğim için aralıksız ağlamaya başladım.
Kimse susturamamış hatta annemden iyi bir de sopa yemiştim, ''Ağlayacaksan bari boşa ağlama birinin başını yiyeceksin''diye...
Akşam işten babam geldi ve ben hiç görmemişim gibi öyle bir sarıldım ki babam bile şaşırmıştı.
-Annen nerede dedi.
-Pazara alışveriş yapmaya bayramlık bir iki kıyafet almaya gitti dedim. -

-Git söyle bana bir şey almasın dedi babacığım... sonra uzandı her zaman uzanmazdı o gün çok yorulmuş yattı...Saat 20.00 gibi öksürerek kalktı, biz ilk başta her zaman ki gibi hafif bir tıkanma sanmıştık annem hemen ilacını verdi bir sıcak su kaynattı, içirdi ama hala düzelmemişti ve gitgide kötü oluyordu ben taksi çağırmak için durağa gittim geldiğimde babam kankırmızı kesilmiş her zaman oturduğu koltukta idi...
ilk başta gitmek istemedi daha sonra eliyle götürün beni dercesine bir harekette bulundu komşular götürürlerken babam;'' Hakkını Helal Et hanım...'' diyerek indi merdivenlerden...Son söylediği sözdü bu babacığımın.. yarım saat sonra kıyamet kopuyordu bırakın mahalleyi tanıdık tanımadık herkes başınız sağolsun diyorlardı...Ben ise sanki dondurulmuş gibiydim, herkes kendini harap ederken benim gözümden tek damla yaş gelmemişti, ta ki babamı Kayseri'ye götürene kadar...Cenaze o kadar kalabalıktı ki dışardan gören babamı tanımayanlar önemli biri mi öldü demişler. Ben küçüktüm pek hatırlamıyorum kefene sarılırken bile görmedim babamı...
Yaklaşık olarak iki ay kaldık biz Kayseri'de, bir cuma günü aksakallı dinç ama bastonla gezen bir dilenci geldi biz evde iken... Babaannem gelen kişiye; ''Benimde yetimlerim var hanginize ne vereyim''dedi. Adamsa; "senden sadece yarım paket margarin istiyorum'' dedi. Getirip verdim dilenciye, aldı gitti... Biraz yukarıda halamlar oturuyor onlara gitmiş o dilenci sonrasında...
Babaannemlerin bir üst katında oturan başka birhalamda o gün onlardaydı.Dilenci büyük halamı göstererek,' 'Sende bi emanetim var onu ver bana ama sakın ağlama'' demiş. Halam şaşırarak;''Ne emaneti sen neden bahsediyon'' demiş dilenciye...''Yatak odanda sandığın içinde siyah poşedin içinde siyah el işlemesi bir hırka var o benim emanetim onu ver ama sakın ağlama deyince halam gitmiş getirmiş ağlamadan vermiş dilenciye...
(NOT:Halamın evinin önünden geçen yol babamın yattığı mezarlığa gidiyor)

Hırkayı verdikten sonra arkasını dönüp kardeşine seslenmiş kapıyı aç demek için tekrar dilenciye döndüğünde dilenci ortalıkta yokmuş...Yukardaki halam dilencinin mezarlığa doğru gittiğini gördüm diyor ama bastonla yürüyen biri beş saniyede ortadan kaybolamaz yani öyle görünüyor mezarlık...
Bu olaydan sonra çok beklediler bizimkiler o dilenci bir daha gelir mi diye ama adam sır oldu gitti. O dilenciden sonra babamı iki kez rüyamda gördüm, ikisinde de halamın dilenciye verdiği hırka vardı üzerinde ve aferin oğlum bana verdiğin sözü yerine getirdin dedi rahmetli babam, o gün bugündür babamı rüyamda göremem zaten o günden sonra pek de rüya göremez oldum. Şimdi beni gören ve babamı tanıyanlar aynı babası yaşı benzemesin diyorlar. Bu benim için büyük bir onur, şeref ona layık olmak ama bir yandan da çok üzüyor keşke keşke babamda yanımda olsa beni böyle görebilseydi...
Mekanın cennet, ruhun şad olsun babam, arkanda senin gibi bir evlat bıraktın.

Hunter38

1 yorum:

  1. Verdim sırrımı kadim dostuma
    İlk o vurdu kanayan yarama
    Bacadan attı ilk sınavında

    Muzaffer Aytekin / Mirhani

    YanıtlaSil

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.