24 Ocak 2009 Cumartesi

İşte O An

Yine yağmurlu bir hava ve yine yürünecek km'lerce yol var önümüzde. Sırtımızda 30 kg yük; belirlediğimiz noktaya ne zaman varabileceğimizi hesaplıyoruz.

Mustafa arkamdan sesleniyor:

-" Oğlum ölmeden gelme bu sefer" diye...!! Halbuki yine korkular içerisinde ve bizim sağ salim tekrar birliğe dönüp dönemeyeceğimizi düşünüyor içinden ama bize cesaret vermek için böyle dalga geçiyordu.

Ben Mustafa'ya dönerek:

-" Sen ölmeden ben ölmeyeceğim devrem helva benim hakkım" diyordum.

Dünyanın başka hiç bir yerinde hiç bir asker öleceğini bile bile ya da bu tehlikeyi yaşayaşağını göre göre gitmez göreve ama bizim çocuklarımız, bizim Mehmetçiklerimiz sanki düğün alayına gider gibi neşeli ve sabırsızlar. Onların yüzündeki bu gülümsemeler bizlere yani Komutanlarına da büyük cesaret ve gurur veriyor. Bazen içimden Aslanlarım Yiğitlerim deyip haykırmak geliyor ama Komutanlığın vermiş olduğu o duruşu bozamıyorum. Bugün ülkemizi kaosa sürüklemeye çalışan bölücü odakların tüm uğraşlarına rağmen. Burada onlarca Mehmetçik bir arada ve nazire yaparcasına mutlu ve gururlular. İçlerinde Müslüman-Hristiyan, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Laz-Çerkez... Binbir türlüsü var. Ama onlar hep tek yürek ve tek amaçtalar. Tıpkı Kurtululuş savaşında dedelerinin olduğu gibi.

İşte böyle bir durumda çıktığımız görev bize öyle unutulmaz anlar yaşatıyor ki, belli bir süre sonra o dağlara aşık olmaya başlıyorsunuz. Herkes o dağları bir muharebe alanı değil de sanki yüreklerinin kabardığı bir sevgi yükü gibi algılıyor. Tabii her şey bu kadar toz pembe olmuyor, zaman geçtikçe ve aradığımızı bulamadıkça sabırsızlanıyoruz, 'nerede bu kahrolasılar, nerde bu Vatan hainleri'... ve derken gece çöküyor.

Tüm hazırlıklar bitmiş. Yerleşecek tüm alanlar tutulmuş inada yağan yağmura nispet herkes birbirine kilitlenmiş sabahı beklemeye başlıyor. Ortalığı öyle bir sessizlik ve karanlık kaplamış ki yanımdaki arkadaşımızı bile göremiyoruz. Bu arada gözüm Tokat'lı Er Ramazan'a takılıyor. İçinden geçirdiklerini duyuyorum bir anda. Neler oluyor diyorum kendime birden. Sağıma soluma bakıyorum benden başka bunu duyan varmı diye ama kimseden bir tepki gelmiyordu. Er Ramazan...:

- "Aaahhh oğlum , bitanecik yavrum kınalı kuzum. Seni göremedim, koklayamadım, sarılamadım doyasıya " diyordu. Evet Ramazanın bundan üç ay önce bir oğlu olmuş ve bunu bizde öğrenmiştik. Kendisine izne gitmesi ve çocuğunu görmesi için izin de vermiştik. Ama Ramazan :

-Komutanım bu bahar ortalık çok karışık. Ben arkadaşlarım burda görevdeyken ben gidip rahat edemem. Bunu kendime yediremem diyordu. Tüm ısrarlarımıza rağmen Ramazan izne gitmemişti. Birden gözlerim yaşardı ve Ramazanın yanına doğru hareketlendim. Tam Ramazana seslenecekken. Tam karşımdan Çorumlu Hüseyinin sesi yükseldi kulaklarımda.

- Ana bu yaz bırak harmanı amcam kaldırsın. Ben bu dağlardan terhis olmadan arkadaşlarımı bırakıp gelmem. Allah büyüktür diyordu. Allahım delirdim mi? Bu sesleri nasıl duyabiliyorum. Bu çocuklar nasıl bir yüreğe sahip. Hayran olmamak elde mi. Tüm bu şartlara rağmen ağızlarından Arkadaşları ve Vatan sevgisi düşmüyor. Ve İŞTE O AN... Bütün bu düşünceleri bölen ve kulaklarımızı çınlatan patlamalar ve silah sesleri. Her yerimiz ateş altında. Birden tüm silah sesleri gidiyor ve sadece çevremdeki askerlerin sesini duyuyorum. Hep bir ağızdan ve tek bir kelime çıkar.

- VATAN SANA CANIM FEDA. HER ŞEY VATAN İÇİN. Allahım silah seslerini duyamıyor ama çevremdeki tüm Mehmetçiklerin Vatan Sevdasını duyuyordum ve sabah oluyordu. Bir tekimizin burnu bile kanamadan geceyi atlatıyorduk. Hainler büyük kayıplar vermişti. Biz yine ölmeden dönmüştük. Yine bizi Mustafa karşılıyordu . Gözleri dolu dolu ama gururla "Yine yırttın Ne Zaman ölecen" diyordu.

Bu görevden sonra bir kez daha anladım ki Türk askeri her türlü ahval ve şerait içinde dahi Vatanına kanının son damlasına kadar hayatını feda etmeye hazır . İŞTE O ANDA ... bile ne doğan çocuğu ne harman kaldıramayan annesi... HER ŞEY VATAN İÇİN...

NOT: Yukarıda Mustafa isimli Devrem 2007 yılında Siirt ili Şirvan ilçesinde mayına basarak şehit oldu. Allahtan ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum ve TERÖRÜ BİR KEZ DAHA LANETLİYORUM.

Gürkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapmak ve siteye üye olmak isteyenler, Gmail hesabı ile siteye üye olabilir, Sitede yorum bölümünde, “yorumlama biçimi” yazan butondan “Google hesabı” yazanı seçerek yorumunuzu yazabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.